Neden sadece ‘mavi’ renkli güller tarih boyunca imkânsızı başarmanın sembolü olmuştur sizce? Şöyle bir düşündüğümüzde aslında çok fazla mavi gül hatta mavi renkte birçok çiçeği görmediğimizi fark edebiliriz. Çünkü mavi renkli bir gül doğal olarak mümkün olmayan bir çiçektir. Delphinidin, çiçeklere mavi renk veren bir pigmenttir ve Flavonoid 3 ‘,5’-hidroksilaz, sistematik ismi flavon olan enzimden […]
Yazıyı Oku
Omurga Hastalıklarının 2. Bölümünde Sizlere Kifozdan Bahsedeceğiz: Aslında omurga normal anatomik yapısında sırt bölgesinde öne eğik (kifotik), bel bölgesinde ise çukur (lordotik) bir görünümdedir. Sırttaki öne eğikliğin normalin üzerine çıkması (50-60 dereceden fazla olması) ya da beldeki çukurluğun düzleşmesi (15 derecenin altına inmesi) ya da kaybolması durumunda kifoz ortaya çıkmaktadır. Kifoz ya da halk dilinde […]
Yazıyı Oku
Skolyoz, omurganın göğüs veya bel bölgelerinde görülebilen yana doğru eğriliğidir. Düşünülenden daha yaygın olan skolyoz toplamda %2-3 oranında görülmektedir ve ABD’de görülen omurga deformitesi sayısının %20’sini oluşturmaktadır. Ayrıca şu an Türkiye’de 2.5 milyon skolyoz hastası bulunmaktadır. Özellikle ergenlik dönemindeki kızlarda erkeklere oranla 10 kat daha fazla görülmektedir. Bunların büyük bir kısmı düşük dereceli eğikliklerdir. Skolyozu […]
Yazıyı Oku
Uzmanlar, bu yeni varyanttaki genetik değişikliklerin onu daha bulaşıcı hale getirebileceğini ve aşılamanın sağladığı korumadan kaçma kabiliyetine sahip olabileceğini söylüyor. Türkiye’de, İstanbul’da 2 kişide görülen bu yeni varyantın ne olduğuna gelin beraber göz atalım. Dünya Sağlık Örgütü virüsün zamanla geçirdiği mutasyonlar sonucunda oluşan virüs mutantlarını “ilgi çekici varyantlar” ve “endişe verici varyantlar olarak” ikiye ayırıyor. Şimdiye kadar […]
Yazıyı Oku
Dünyamızın gerçek hükümdarları olan mikroorganizmaların acımasız savaşı hemen yanı başımızda olurken, biz her şeyden habersiz gündelik işlerimizin peşinde koşuyoruz. Amip, protista, bakteri, mantar ve arkeler… Mikrohabitatları oluşturan bu canlıların her biri, kendi içlerinde ya da birbirleriyle rekabet içerisindeler. Ve gelelim her şeyi, herkesi avlayan virüslerin vahşetine. Komik olansa bu virüsler büyük olasılıkla ‘yaşamıyor’ bile. ”Büyük […]
Yazıyı Oku
Ölü bir insanı hayata döndürmek mümkün mü? Ölüm de yaşam kadar, hepimizin tadacağı kaçış yolu olmayan bir gerçektir. Elbette ki bunu anksiyetenizi tetiklemek için söylemiyoruz. Bunu kabullenerek hayata devam etmek gerekir. Peki hayatını kaybetmiş bir insanı yeniden hayata döndürmek mümkün olabilir mi? İnsanlığın başlangıcından beri herkesin merak ettiği bu sorunun yanıtı gelişen biyoteknolojide saklı olabilir. […]
Yazıyı Oku
Ebola virüs; genellikle Afrika kıtasında ortaya çıkan ve öldürücülük oranı %90’ı bulabilen RNA virüsüdür. Bu virüsün neden olduğu hastalık; insanları ve goril, şempanze, maymunlar gibi insan olmayan primatları etkiler. Virüs ilk olarak insanlara kan, vücut sıvısı ya da hayvanların dokularıyla bulaşır. Daha sonra bu insanların veya ölmüş hastaların vücut sıvılarıyla temas edilirse hastalık yayılır. Virüs; […]
Yazıyı Oku
