Deniz Kokusunun Arkasındaki Kimyasal Bileşikler

Üçüncü cemrenin düştüğü haberini de aldığımıza göre yaz tatili için gün saymaya başlayabiliriz. Yakında ‘deniz havası’ almak için vaktimizin çoğunu sahilde geçirdiğimiz günler sonunda gelecek. Peki her nefeste bize kendimizi daha iyi hissettiren bu deniz kokusu aslında nasıl bir kimyasal yapıya sahip? Gelin birlikte inceleyelim.

Peki nedir bu deniz kokusuna sebep olan şey?

Deniz esintisi özlemi çekenler için market reyonlarında oda kokusu olarak da yer edinen ferahlatıcı deniz kokusunun kaynağı sanıldığı gibi iyot yada ozon ile ilişkili değildir. Bu karakteristik deniz kokusunun asıl kaynağı algler ve deniz yosunları tarafından üretilen kimyasal bileşiklerdir.

Deniz yosunu, en belirgin kaynaklardan biridir. Genellikle denizin kenarlarında bulunur ve ayrıştıkça “deniz kokusuna” katkıda bulunan gazlar üretir. Üretilen temel gaz, deniz yosunundaki organik bileşiklerin bakteriyel parçalanması yoluyla üretilen hidrojen sülfürdür. Hidrojen sülfit aslında yüksek konsantrasyonlarda zehirli bir gazdır. Fakat gelecekteki tatillerinizde deniz yosunundan kaçıp onları üzmeden önce, düşük konsantrasyonlarda hidrojen sülfitin zararsız olduğunu belirtmek gerekir.

Deniz kokusuna katkı sağlayan tek bitki deniz yosunu değildir. Belki de en önemli katkı alglerdir. Algler, hücrelerinde dimetilsulfoniopropiante (kısaca DMSP) adı verilen bir bileşik içerir. DMSP tuzlu suya karşı kalkan görevi üstlenen bir kimyasaldır ve bir kısmı canlının yaşamı sona ermek üzereyken DMS molekülüne dönüşür.

DMS molekülü türdeş canlılara gönderilen bir uyarı mesajı niteliği de taşır. Örneğin viral enfeksiyonla yaşamı sonlanmak üzere olan bir su yosununun ortama gönderdiği DMS molekülleri yakın bölgedeki diğer fitoplanktonların tehlikeden haberdar olmasını sağlar. Su yüzeyinden havaya karışan seyreltik aromatik (kokulu) organik DMS molekülleri ise deniz kenarında algıladığımız belirgin kokuya yol açar.

DMS’nin dünyadaki en önemli moleküllerden biri olmasının diğer bir nedeni de, bulutların oluşmasında önemli rol oynamasıdır ve bunun yanı sıra yiyeceklere tuzlu tadı verir. Kuşlar da DMS kokusunu çok sever çünkü bu kokunun bol olduğu yerlerde beslenen birçok balık vardır.

Dimethylsulfoniopropionate (DMSP)

Balıklar, yumuşakçalar, istiridye, karides ve yengeçler dahil olmak üzere vahşi deniz ürünlerinin tuzluluğu, büyük ölçüde bromofenol adı verilen bir bileşik sınıfından gelir. Düşük konsantrasyonlarda, bu kimyasallar deniz salyangozu, balık gibi ve yengeç kokulu olarak tanımlanır. Gerçekten yüksek konsantrasyonlarda, iyota benzer şekilde sert bir kimyasal kokuya sebep olurlar. Deniz ürünleri biyologları, bu hayvanların çoğunun bu bileşikleri kendi başlarına üretmediklerinden, ancak onları yedikleri gıdalardan, özellikle deniz solucanlarından, alglerden ve diğer dip besleyicilerinden elde ettiklerinden şüpheleniyorlar.

Bromofenol

Deniz kokusunun iyot ya da ozondan çok daha fazlası olduğunu da öğrendiğimize göre gözlerimizi kapatıp günlerimizin, aylarımızın çoğunu deniz kıyısında geçireceğimiz zamanları hayal edebiliriz.


Kaynak
Wolfe, B., 2014. Why Does The Sea Smell Like The Sea?. [online] Popular Science. Erişim: https://www.popsci.com/seasmells/
Interest, C., 2014. The Chemical Compounds Behind the Scent of the Sea. [online] Compound Interest. Erişim: https://www.compoundchem.com/2014/07/18/the-chemical-compounds-behind-the-scent-of-the-sea/
Erol, M., 2020. [online] Bilimteknik.tubitak.gov.tr. Erişim: https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/system/files/makale/ayiklanan_basliksiz_sayfalar_8.pdf

+1
1
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Bu içeriği paylaşın

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top