Hızlı Moda ve Çevreye Etkileri: “Tek Kullanımlık Moda”

Artan teknolojik gelişmelerle beraber günümüzde modaya ayak uydurmak ve ulaşmak oldukça basittir. Moda endüstrisi yakın zamanda 3 trilyon dolarlık büyük bir pazar markajına sahip durumdadır öyle ki; ev giyiminden ayakkabıya, spor giyimden takılara kadar geniş bir ürün yelpazesini içinde barındırmaktadır. İnsanın değişiklik ihtiyacını, güzel eşyalara sahip olma isteğini renkler, desenler, kalıplar gibi maddelerle hızlı ve kolay yoldan karşılayan moda; üretim ile satış aşamalarında daha çevreci ve yenilikçi değişikliklere uğramadığı sürece maalesef çevremize zarar vermeye de devam edecektir. Bu bağlamda moda ve çevre ilişkisi göz ardı edilmemesi gereken bir noktadır.

McKinsey & Co.‘nun araştırmasına göz atıldığında; modayla beraber gelişen farklı pazarlarda büyüyen orta sınıfın daha çok kıyafet satın almasını konu aldığı görülmektedir. Orta sınıf; maliyeti ucuz, birkaç giyimlik veya tek kullanımlık ürünlere ucuz oldukları için yönelmeye devam ettikçe tekstil atıkları ve su kullanımını ne yazık ki artmaktadır. Endüstrinin 92 milyon tonluk tekstil atığı ürettiği ve 93 milyar metreküplük su tükettiği şu an billinen gerçekler arasındadır. Sadece moda endüstrisinin kullandığı su ile 5 milyon insanın ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir olduğundan günümüzde suya erişimi zor olan insanların sayısı düşünüldüğünde bu sayı küçümsenmeyecek kadar fazladır.

McKinsey’e göre perakende satıcıları ucuz kıyafetleri piyasaya sürdükçe orta sınıf tarafından daha çok rağbet görecek ve ”tek kullanımlık moda” kültürü yaygınlaşacaktır. Tek kullanımlık moda kavramına sebep olan tek etmen fiyatları olmamakla beraber, artan sosyal medya kullanımıyla her yıl hatta her mevsim değişen moda anlayışının oluşması görülmektedir. Tüketiciler, sürekli yenilik, değişen moda kavramları nedeniyle çok sayıda kıyafeti alıp sadece birkaç defa giymektedir ve bu bağlamda iklim değişikliğine neden olan karbon emisyonunun atmosferde salınımının artmasıyla birlikte doğal kaynakların tüketim oranı ciddi biçimde fazlalaşmaktadır. Karbon emisyon salınımının artması, tekstil atıkları, küresel ölçüde su kullanımı, moda endüstrisini; petrol endüstrisinden sonra dünyayı en çok kirleten ve çevresel atık oluşturan ikinci sektörü yapmaktadır. İstatiksel verilere bakıldığında, tekstil endüstrisi atık suların %20’si ve karbon emisyonlarının yaklaşık %10’undan sorumlu tutulmaktadır.

McKinsey’in verilerine göre 2000-2014 yılları arasında, küresel çapta hazır giyim üretimi iki katına çıkmıştır ve Avrupa hazır giyim markalarının bir yılda çıkarttığı koleksiyon sayısı 2000-2011 yılları arasında iki koleksiyondan beşe yükselmiştir. Önümüzdeki yıllarda büyük ihtimalle daha çok kıyafet üretilirken buna bağlı olarak da ortaya çıkacak olan atık miktarının ciddi oranda artacağı düşünülmektedir. Bu atık miktarının elimine edilmesi öncelikle üreticinin görevi olduğu kadar tüketicinin de görevlerinden birisidir.

Peki moda endüstrisinin çevreye verdiği zararları nasıl en aza indirgeyebiliriz? 

Üreticiden başlayıp; ekolojik kumaşlar kullanarak kıyafet üretimini küresel çapta yaygınlaştırabilmek, endüstriyle birlikte çalışarak geri dönüşüme uygun kıyafetler üzerinde çalışmak, tüketicileri kıyafet bakımlarında daha basit yöntemlere teşvik edecek şekilde ürünleri piyasaya sunmak akla gelen çözümlerden sadece birkaç tanesidir. Bu tarz çözümlerin arttırılması ve piyasada hüküm sürmesi ile birlikte çevreye verilen zararın en aza indirgenmesi mümkündür.

Tüketici olarak bizlere düşen görev ise bilinçli bir tüketici olmaktan geçiyor. Peki bilinçli bir tüketici olmak adına tam olarak neler yapmalıyız?  

  • Herhangi bir ürünü satın almadan önce o ürüne cidden ihtiyacımızın olup olmadığı sorusunu kendimize yöneltebilmeliyiz.
  • Alacağımız ürünlerin hangi maddelerden yapıldığına dikkat etmeliyiz. Öncelikli tercihimiz olabildiğince organik ham maddelerden yapılmış ve geri dönüştürülebilir ürünler olmalıdır. 
  • Az fakat kaliteli alışveriş ilkesini benimsemeliyiz. Bu sayede çok fazla ürün alımından ve aldığımız ürünün tek kullanımlık olmasının önüne geçebiliriz. 
  • İhtiyaç sahiplerini de düşünerek giymediğimiz kıyafetleri vakıf veya derneklere bağışlayabiliriz. Aynı zamanda ikinci el ürünlerin satıldığı mağazalara kıyafetleri teslim edebilir, bu şekilde çevreye saldığımız atık oranını azaltabiliriz. 

Sonuç olarak, çevreye zararlı etkilerinden ve tüketim fazlalığından dolayı bir şeylerin değişmesi gerektiği bariz bir şekilde ortadadır. Gerek markalar gerekse tüketiciler olarak sebep olduğumuz kirliliğin sorumluluğunu almalıyız. Aksi takdirde bu hızlı moda, ucuz kıyafetler ve tüketim açlığının etkileri geri alamayacağımız noktalara erişecektir. Hızlı üretim gibi hızlı bir bilinçlenme ve sorumluluk bilinci oluşması gerekmektedir.

İlk Yayımlanma Tarihi: 10 Temmuz 2022
Güncellenme Tarihi: 12 Eylül 2023

Kaynakça
Link 1, Link 2, Link 3, Link 4

+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Bu içeriği paylaşın

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top