James Webb Uzay Teleskobu, şimdiye kadar yapılmış en karmaşık uzay bilimi gözlemevidir.
James Webb Uzay Teleskobunun Görevi ve Amacı
Devrim niteliğindeki bilim, NASA’nın Silikon Vadisi’ndeki uzmanlığının önemli katkılarıyla mümkün hale geldi ve bilim adamlarının evrenin daha önce hiç görülmemiş kısımlarını keşfetmelerine izin verecek.
Webb, 13,5 milyar yıldan fazla bir süre önce kozmik tarihe, ilk ışıklı nesnelerin evrimleştiği bir zamana bakacak en eski galaksileri keşfedebilen ilk gözlemevidir ve evren hakkındaki anlayışımızı değiştirebilir.
Webb ayrıca diğer yıldızların yörüngesinde dönen gezegenlerin atmosferlerini inceleyecek ve kendi güneş sistemimizdeki ayları, gezegenleri, kuyruklu yıldızları ve diğer nesneleri gözlemleyecektir. Bu veriler, uzak gezegenlerde var olan molekülleri ve elementleri ortaya çıkararak bildiğimiz şekliyle gezegenimizin ve yaşamın kökenlerine dair ipuçlarının kilidini açabilir.
James Webb Uzay Teleskobu’nun Özellikleri
James Webb Uzay Teleskobu, 1990 yılında fırlatılan Hubble Uzay Teleskobu’nun yerini alması amacıyla 1989’da planlandı ve ilk olarak 2004 yılında inşa edilmeye başlandı. Teleskobun inşa edilmesi için 14 farklı ülkeden binlerce uzman toplamda 40 milyon saat harcadı.
Webb’i tasarlarken mühendisler, daha önce yapılmış hiçbir şeye benzemeyen bir teleskop hayal etmek zorunda kaldılar. 1990’ların sonlarında NASA, Hubble Uzay Teleskobu’nu takip edecek bir teleskopun kızılötesi dalga boylarında çalışması ve dört metreden daha büyük bir ayna ile donatılması gerektiğine dair resmi bir öneri aldı. Bundan sonra, Ames’teki bir mühendis ve astronom ekibi, Webb’in yeni dedektör teknolojisini yönlendirmek, tanımlamak, geliştirmek ve test etmek için birlikte çalışmaya başladı.
Uzak galaksilerden, bulutsulardan, yıldızlardan ve gezegenlerden gelen zayıf ışığı kaydetmek için bu yeni dedektörlerin olağanüstü derecede hassas olması gerekmekteydi. Webb’in, gökyüzünü verimli bir şekilde incelemek için geniş alanlı dedektör dizilerine ihtiyacı vardı. Mühendisler öncekilerden daha düşük gürültü, daha büyük format ve daha uzun ömürlü dedektör dizilerinin geliştirilmesine rehberlik ederek kızılötesi dedektörler için son teknolojiyi geliştirdiler.
Bu dedektörler, Webb’in görünür aralığın dışındaki ışığı “görmesine” ve bize yakın kızılötesi ve orta kızılötesi dalga boylarında uzayın gizli bölgelerini göstermesine olanak sağlayacaklar.
NASA’nın Webb Teleskobu Uzaydaki En Havalı Kameraya Sahip Olacak
Webb’in büyük bilim hedeflerinden biri, evrende oluşacak ilk nesil yıldızların özelliklerini incelemek olacaktır. Webb’in Yakın Kızılötesi Kamerası veya NIRCam cihazı, bu aşırı uzak nesneleri tespit edebilecek ve MIRI, bilim adamlarının bu zayıf ışık kaynaklarının daha sonra oluşan ikinci nesil yıldızlardan ziyade birinci nesil yıldız kümeleri olduğunu doğrulamasına yardımcı olacak.
MIRI, yakın kızılötesi araçlardan bile daha kalın toz bulutlarının arasından bakarak yıldızların doğum yerlerini ortaya çıkaracak. Ayrıca, gezegenlerin oluşabileceği yakındaki yıldızların etrafındaki serin ortamlarda su, karbondioksit ve metan gibi Dünya’da yaygın olan molekülleri ve silikatlar gibi kayalık minerallerin moleküllerini de tespit edecek.
Kule Uzatma Testi, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu İçin Başarılı Oldu
Webb, şimdiye kadar yapılmış en büyük uzay bilimi gözlemevidir, ancak bu kadar büyük bir teleskopu bir rokete sığdırmak için mühendisler, onu çok daha küçük bir konfigürasyona katlanmak üzere tasarlamak zorunda kaldılar.
Yerleştirilebilir Kule Düzeneği, gözlemevinin soğumasına yardımcı olmanın yanı sıra, Webb’in fırlatma için bir Ariane 5 roketinin içine sığacak şekilde çok daha küçük bir boyuta nasıl yerleştirilebileceğinin de büyük bir parçasıdır.
James Webb Uzay Teleskobu’nun uzay yolculuğuna hazır olup olmadığını test etmek için teknisyenler, Gözlemevi’nin Yerleştirilebilir Kule Düzeneği olarak bilinen kritik bir bölümünü yerleştirmesini ve genişletmesini başarıyla gerçekleştirildiler.
NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu, fırlatıldığında dünyanın önde gelen uzay bilimi gözlemevi olacak. Webb, güneş sistemimizdeki gizemleri çözecek, diğer yıldızların etrafındaki uzak dünyalara bakacak ve evrenimizin gizemli yapılarını ve kökenlerini ve içindeki yerimizi araştıracak.
Ariane 5 Roketi, NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu ile Birlikte Fırlatma Rampasındaki Yerini Aldı
Arianespace’in Ariane 5 roketi, NASA’nın 6,5 metre (21.3 fit) birincil aynaya sahip büyük bir kızılötesi teleskobu olan James Webb Uzay Teleskobu ile birlikte 23 Aralık 2021 Perşembe günü, Avrupa’nın Spaceport, Fransız Guyanası, Kourou’daki Guyana Uzay Merkezi’ndeki fırlatma rampasına gönderildi.
Webb Uzay Teleskobu Kalkışa Hazır!
NASA, dünyanın en büyük ve en güçlü uzay bilimleri teleskopu olan James Webb Uzay Teleskobu’nun fırlatılışını İspanyolca yayınlayacak.
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve Kanada Uzay Ajansı ile uluslararası bir ortaklık olan Webb misyonu, iç güneş sisteminden erken evrendeki en uzak gözlemlenebilir galaksilere kadar kozmik tarihin tüm aşamalarını keşfedecek. Webb, yeni ve beklenmedik keşifler ortaya çıkaracak ve insanlığın evrenin kökenini ve içindeki yerimizi anlamasına yardımcı olacak.
Fırlatmanın paylaşılacağı yayın Türkiye saati ile bugün (25 Aralık) 14:30’da başlayacak.
Program, NASA’nın YouTube , Twitter ve Facebook hesaplarının yanı sıra İspanyolca olarak da NASA web sitesinde yayınlanacak .
Mühendisler, James Webb Uzay Teleskobu’nun fırlatılmasından hemen sonra saatler ve günler içinde karmaşık bir dizi konuşlandırmayı uzaktan yönetecekler.
Kaynak
https://www.nasa.gov/image-feature/james-webb-telescope-rolls-to-the-pad-aboard-an-ariane-5-rocket
