Teori Nedir, Kanun Nedir? Farklar ve Yanlış Anlamalar

Teori ve kanun kavramları ülkemizde çok fazla insan tarafından doğru bir şekilde anlaşılamamaktadır, karıştırılmaktadır ve hatalı ifade edilmektedir. Teorilerin tamamen kanıtlanırsa kanuna dönüşecekleri düşüncesi pek çok kişi tarafından doğru kabul edilmektedir. Bu kavramlarının hem okullarımızda doğru bir şekilde açıklanmaması hem de günlük hayat dilinde ve bilimsel dilde farklı şekillerde kullanılmaları bu yaygın yanılgıya sebep olmaktadır. Yazımızda iki kavramı tek tek ele alıp tanımlamalarını yapacağız, karşılaştıracağız ve evrim teorisi yeterince kanıtlanırsa evrim kanununa dönüşür mü gibi ara ara gündemimizi meşgul eden birkaç konuya değinip tanımlamasını yaptığımız kavramları örneklendireceğiz. Bu yazımızı okuduktan sonra teori ve kanun kavramlarını aralarındaki farklarla birlikte tamamen öğrenmiş olacaksınız.

Teori kelimesi günlük hayatta ve bilim camiasında olmak üzere iki farklı noktada kullanılmaktadır. Teori ve kanun kavramlarının karıştırılmasının ana sebeplerinden biri de insanların günlük hayattaki teori kelimesinin anlamının bilim dünyasında da aynı olduğunu düşünmesinden kaynaklanmaktadır. Teori günlük hayatta sadece bir kişinin tahmininden ibaret olan bir kavram gibi kullanılır. Örneğin yapılan bir çorbanın tadı bir kişi tarafından beğenilmezse o kişi “Benim teorime göre çorbaya çok fazla su katılmış.” şeklinde bir cümle kurarak kendi fikrini beyan etmiş olur. Bu görüş herhangi bir bilimsel temele veya teste dayanmayan tamamen o kişin şahsi düşüncesidir. Oysa bilimsel anlamda kullanılan teori kavramının anlamı günlük kullanımdan çok farklıdır. Bilimsel anlamda teorinin anlamı ise kanunlar/ yasalar gibi doğada halihazırda bulunan belirli olguların neden ve nasıl olduğunu mekanizmalarıyla birlikte açıklayan hipotez, deneyler ve ifadeler bütünüdür. Teori, gözlemlenebilir, test edilebilir ve çok uzun yıllar süren araştırmalar sonucu bilimsel temellere dayanan açıklamalara verilen isimdir.

Kısacası günlük hayatta ispatlanmamış subjektif bir anlama gelen teori, bilim dünyasında tam tersine uzun yıllar üzerinde araştırmalar yapılmış güçlü ve bilimsel verilere dayalı açıklama anlamına gelmektedir.

Kanunlar belirli koşullar altında her zaman aynı sonucu veren ve matematiksel olarak ifade edilebilen olgulara verilen isimdir. Kanunlar bir olgunun sadece tanımını yapar, o olgunun nasıl ve neden gerçekleştiği ile ilgili bizlere herhangi bir bilgi vermez. Bilim dünyasında kanunlar sadece birer veriden ibarettir. Örneğin Newton’un ‘’Kütle Çekim Kanunu’’ iki kütle arasında bir çekim kuvveti olduğunu belirtir. Bu kuvvet, kütlelerin büyüklüğüyle doğru, aralarındaki mesafenin karesiyle ters orantılı olarak hesaplanır ve matematiksel ifadeyle formüle edilir. Gördüğünüz gibi Kütle Çekim Kanununun sadece ne olduğunu ve matematiksel olarak formülünü ifade ettik, bu kanunun neden ve nasıl gerçekleştiği hakkında herhangi bir açıklama yapmadık. Bahsedilen kanunun neden ve nasıl gerçekleştiği hakkındaki açıklama Newton’un Kütle Çekim Teorisinde bahsedilmektedir. Kanunların çok detaylı olmayıp sadece elde olan veriyi açıklaması hakkında; Newton “Doğa yasalarının güzelliği, sadeliğinde yatar.” Sözüyle bilimsel kanunların basit ve evrensel olduğunu vurgular ve bu kanunlar, doğadaki düzeni ve tutarlılığı tanımladığını söylemektedir.

Şimdiye kadar kanun ve teorinin tanımlarını sizlere açıkladık şimdi de bu iki kavram arasında bulunun anlam karmaşasını gidermek için ikisini beraber ele alıp aralarındaki farklara değineceğiz. Durumu en basit haliyle şu şekilde özetleyebiliriz. Kanunlar bir olgunun neden ve nasıl gerçekleştiğini açıklamadan sadece o olgu hakkında bilgi verip ne olduğunu söylerken teoriler ise daha geniş kapsamlı olup aynı olgunun neden ve nasıl gerçekleştiği hakkında bilimsel temellere dayanan detaylı açıklamalar yaparlar. Mendel’in Kalıtım Kanunu Genetik özelliklerin nesilden nesile geçtiğini ve bu geçişin temelleri hakkında bilgi verirken, Modern Genetik Teorisi bahsedilen bu kanunun nasıl ve neden gerçekleştiğini bilimsel ispatlarla bizlere söylemektedir. Kanunlar belirli koşullar altında değişmez ve aynıyken, teoriler sürekli olarak sınanabilir ve elde edilen yeni verilerle güncellenebilir. Bu sayede doğruya her geçen gün daha çok yaklaşma mümkün olmaktadır. Örneğin Klasik Fizik (Newton Fiziği) makroskobik boyutlardaki cisimlerin hareketlerini, davranışlarını ve bu cisimler üzerindeki kuvvetleri açıklayan teoridir ve bu teoriden yüz yıl sonra ise kuantum mekaniği teorisi ortaya atılmıştır, kuantum mekaniği ise atom altı parçacıkların davranışlarını açıklayan bir teori olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuantum Fiziği teorisi klasik fiziğin açıklayamadığı durumları açıklar ve klasik fiziği de kapsayan açıklamalar yapar. Bu örnekte de olduğu gibi bir teorini üzerine daha kapsamlı bir teori geliştirilmesi ilk teoriyi yanlış veya geçersiz kılmaz. ikinci olarak oluşturulan teori ilk teoriyi de kapsayarak daha detaylı ve kapsamlı açıklamalar yapar. Yani kısaca bir konu ile ilgili yeni teorilerin ortaya çıkması eski teoriyi çöpe atmaz eski teori halen kullanılabilir durumdadır.

Kanun ve teori denince Türkiye’de bir zamanlar okullarda öğretilen “Hipotezler kanıtlanırsa teorilere, teoriler daha da kanıtlanırsa kanunlara dönüşür” gibi son derece yanlış bir cümle aklımıza geliyor olabilir. Buraya kadar anlatılan bilgiler doğrultusunda bu cümlenin yanlışlığı hakkında tekrar bir açıklama yapma gereksinimi duymuyorum ancak hipotez terimini bu kavramlar ile olan ilişkisini açıklamakta fayda var. Bilim insanları öncelikle çevresinde aynı koşullar altında sürekli tekrarlanan bir olay veya olgu gözlemler ve bununla ilgili ortaya bir hipotez atar bu hipotez bilimsel çalışmalar ile bahsedilen olay ve olguyu açıkladığı ispatlanırsa teori adını alır. Teoriler de zaman içinde kendi kendine güncellenir. Hipotez, teori ve kanun arasında belirli bir önem sıralaması yoktur. Bir kanunun neden ve nasıl sorularına cevap bulabilmek için ortaya bir hipotez atılır hipotez bilimsel olarak kanıtlanırsa teori olur ve kanunları açıklar. Bu konuyla ilgili teorik fizikçi ve Kuantum elektrodinamiği teorisi sahibi Richard Feynman “Bilimde, bir teori asla kanıtlanmaz; yalnızca doğrulanır veya yanlışlanır.” Sözüyle Teorilerin kanıtlanıp kanun olamayacağına ve güncellenebilir olduğuna atıfta bulunuyor. Bu noktada şu örneği de vermekte fayda var: Yıllardır bilim karşıtları tarafından çok güçlü bir argüman (!) olarak kullanılan ‘’ Evrim tamamen ispatlansaydı evrim kanunu olurdu” cümlesinin de çok yanlış olduğunun anlıyoruz. Evrim Yasası zaten bir kanunundur sadece evrim yasasını açıklamaya yarayan Nötral Teori, Modern Sentetik Teori (Yeni-Darwinci Sentetik Teorigibi teorilerin bütününe evrim teorisi diyoruz. Yıllar geçse de ne bu teoriler ne de Termodinamik Newtonun Kütle çekim teorisi gibi teoriler kanun olmayacak sadece ilgili kanunları anlamamıza yardımcı olarak kalacak ancak bu bilgileri anlamak istemeyen insanlar muhtemelen bilim insanlarının zaman zaman aşağıdaki fotoğraftaki gibi kutlamalar yaptığını düşünüyor olabilir.

Bilimde terminolojinin doğru kullanımı bilimsel süreçlerin doğru bir şekilde ilerlemesi için büyük önem taşır. Teori ve kanunlar bilimsel bilgiyi anlamamızı sağladığından dolayı bilimsel bilginin temel taşlarındandır. Belirtilen bu iki kavram bilimsel bilginin yayılmasında ve anlaşılmasında kritik bir rol oynadığı için bu kavramları doğru bir şekilde anlamak hayati önem taşır.

Bilimsel düşünmek olayları araştırmayı ve sorgulamaktan geçer. Teoriler ve kanunlar Evreni ve doğayı anlama çabalarımız bir sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Sizde çevrenizdeki dünyayı daha iyi anlamak için bu çabanın bir parçası olabilirsiniz. Bilimsel gelişmeler sadece bilim insanlarının katılımıyla değil tüm insanların katılımıyla ilerlemektedir. Carl Sagan’ın da belirttiği gibi, “Bilimde en heyecan verici cümle, ‘Eureka!’ değil, ‘Bu çok ilginç bir soru, bunu test edelim’dir.” Unutmayın ki her keşif küçük bir soruyla başlar.

Kaynakça
https://www.kozmikanafor.com/teori-nedir-ne-degildir/
https://study.com/academy/lesson/hypothesis-theory-law-in-science.html
https://chem.libretexts.org/Bookshelves/Introductory_Chemistry/Introductory_Chemistry/01%3A_The_Chemical_World/1.06%3A_Hypothesis_Theories_and_Laws
https://evrimagaci.org/genel-gorelilik-teorisi-nedir-modern-fizikte-kutlecekimi-neden-newtonun-teorisi-ile-degil-de-izafiyet-teorisi-ile-aciklanir-7669

+1
2
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
+1
0
Bu içeriği paylaşın

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top