Ölü bir insanı hayata döndürmek mümkün mü? Ölüm de yaşam kadar, hepimizin tadacağı kaçış yolu olmayan bir gerçektir. Elbette ki bunu anksiyetenizi tetiklemek için söylemiyoruz. Bunu kabullenerek hayata devam etmek gerekir.
Peki hayatını kaybetmiş bir insanı yeniden hayata döndürmek mümkün olabilir mi? İnsanlığın başlangıcından beri herkesin merak ettiği bu sorunun yanıtı gelişen biyoteknolojide saklı olabilir. 2008 yılında kurulmuş olan ABD merkezli biyoteknoloji şirketi Bioquark, insanları yeniden canlandırmak konusunda kök hücreleri kullanan bir projeye sahip.
Reanima Project adıyla anılan bu proje için şirketin CEO’su Ira Pastor tarafından 2016 yılında beyni yeniden canlandıracak bir dizi enjeksiyon geliştirdikleri ve bu serumların uygulanmaya hazır halde olduğu söylenmişti. (Reanimasyon, durmuş olan solunum ya da dolaşım sistemini yeniden işlevsel ve canlı hale getirmek amacıyla yapılan bir işlemdir.) Bioquark’ın beyin ölümü gerçekleşmiş insanlar üzerinde kök hücreye dayanan bu yeni tedavi yöntemi için hayvan denemeleri olmadan, doğrudan insanlar üzerinde deneyler yapılacaktı. Aradan geçen yaklaşık 5 senelik süreden sonra şirket tarafından yeni bir bilginin paylaşılmamış olması kimilerine etik eleştiriler nedeniyle şirketin araştırmalarını gizli olarak yürüttüğünü düşündürse de, biyoteknoloji alanında umut satarak insanları dolandıran örnek şirketler olduğunu hatırlamakta fayda var. (Evet, Theranos şirketi ve kurucusu Elizabeth Holmes’den bahsediyoruz. Bu konu hakkındaki yazımıza aşağıdan ulaşabilirsiniz. 🙂 )
Pek çok ülkede ölü sayılabilmeniz için beyin ölümüzün gerçekleşmesi ve organlarınızın çalışmayı durdurması gereklidir. Şirket bu projeyle beyin ölümü gerçekleştiği için ölü olarak kabul edilen hastaları hayata geri getirebilmeyi amaçlıyor. Şirketin daha önce Hindistan’da bu deneyleri yapmak istediği, fakat açılan bir dava nedeniyle planları ertelemek ve araştırma yerini değiştirmek zorunda kaldığı açıklanan bilgiler arasındaydı.
Bioquark’ın 3 Adımlık Hayata Döndürme İşlemi;
Şirket, olası beyin ölümlerinin tersine dönme ihtimallerini aramak için travmatik beyin hasarının ardından yapılan MR taramaları kullanarak beyin ölümü ilan edilen 15-65 yaşları arasındaki bireyleri incelemeyi planladıklarını açıklamıştı. Denekler üzerinde Bioquark tarafından geliştirilen şu üç aşama uygulanacak:
- Kök hücreleri ölü bireyin kanından toplayıp vücuduna yeniden enjekte etmek.
- Peptitleri (bir çeşit protein) bireylerin omuriliğine enjekte etmek.
- On beş gün süren lazerli sinir uyarımı sırasında bireyleri MR taramalarıyla gözlemlemek.
Hastaların beyin ölümlerini tersine çevirmek amacıyla sinirleri sürekli olarak lazerlerle uyarılacak. Üzerinde bu deneyler yapılan insanlar teknik olarak ölü sayıldıklarından tüm bu işlemlerin gerçekleştirilebilmesi için yakınlarının rızasının alınması gerektiğini belirtmekte fayda var. Bilim insanları beyin kökünün canlanamayacağı konusunda emin olsa da yapılacak/yapılan bu deneylerden elde edilmiş sonuçların bambaşka keşifler için kullanılabileceğini düşünen insanlar da var.
Deneyler Başarıyla Sonuçlanırsa Dünya’yı ne Bekliyor?
Bu soruya aslında pek çok bilim kurgu filminin cevap verdiğini söylemek mümkün. Nüfusun aşırı artışı, insanları beslemek konusunda yetersiz kalan besin kaynakları gibi nedenlerle dünyadaki yaşam gezegene sığmayan bir hal alacak. Bu noktada Purge film serisinden anımsayacağınız üzere, belki de yasal olarak izin verilmiş toplu katliamlar yaşanacak. Elbette ki diğer gezegenlere yayılmaya başlayacak teknolojiye sahip olunması bunu önleyebilir.
Geliştirilen bu çalışmaların işe yarar sonuçlarını görür müyüz bilemeyiz, ancak bilim insanlarının ölüleri canlandırmanın yanı sıra mevcut hayat süresini uzatmaya yönelik çalışmaları olduğunu hatırlamakta fayda var. Elbette ki sonuç ne olursa olsun, popülasyonun sürekli olarak artış göstermesi ihtimali her hâlükârda olumsuz sonuçlar doğuracaktır.
Bunun gibi içerikler için Moletik’i takip etmeye devam edin!
Moletik ana sayfasına ışınlanın.
Bu içerikler de hoşunuza gidebilir 👇
Kaynak
Kaynak 1, Kaynak 2, Kaynak 3, Bioquark web sitesi