Hırvatistan’da Zagreb Üniversitesi’nde görev yapan virolog Beata Halassy, kendi göğüs kanserini, laboratuvarda ürettiği virüsleri tümörüne enjekte ederek tedavi ettiğini belirtti. Halassy’nin yöntemi başarılı oldu ve dört yıldır kansersiz bir yaşam sürüyor. Ancak uzmanlar, bu tür deneylerin başkaları tarafından uygulanmaması gerektiği konusunda uyarıyor.
Kendine Uyguladığı Tedaviyle Bilimsel Tartışmaları Ateşledi
Beata Halassy 2020 yılında, 49 yaşındayken, daha önce mastektomi geçirdiği bölgede meme kanserinin tekrar ettiğini fark etti. Kanser sol göğsünün alındığı ameliyatın ardından bu bölgede ikinci kez nüksetmişti. Kemoterapi görmek istemeyen virolog, bilimsel literatürü inceleyerek, deneysel bir tedavi yöntemini kendi üzerinde denemeye karar verdi.
Ağustos ayında Vaccines dergisinde yayımlanan bir vaka raporunda, Halassy’nin kendisine onkolitik viroterapi (OVT) adı verilen bir tedavi uyguladığı detaylı bir şekilde açıklandı. Onkolitik viroterapi, kanserli hücrelere saldırmak ve bağışıklık sistemini harekete geçirmek için virüslerden yararlanılan yeni bir kanser tedavi yöntemi olarak biliniyor.
Onkolitik Viroterapi ile Deneysel Bir Tedavi
OVT, hem kanserli hücrelere saldırmak hem de bağışıklık sistemini onlarla savaşmaya kışkırtmak için virüsleri kullanan, gelişmekte olan bir kanser tedavisi alanıdır. Şimdiye kadarki OVT klinik çalışmalarının çoğu geç evre, metastatik kanserle ilgiliydi, ancak son birkaç yılda daha erken evre hastalıklara da yöneldiler. T-VEC adı verilen bir OVT, metastatik melanomu tedavi etmek için Amerika Birleşik Devletleri’nde onaylanmıştır, ancak henüz dünyanın hiçbir yerinde herhangi bir evredeki meme kanserini tedavi etmek için onaylanmış bir OVT ajanı yoktur.
Halassy’nin seçtiği yöntem, hastalıklı bölgeye sırasıyla kızamık virüsü ve veziküler stomatit virüsü (VSV) enjekte etmekti. (Veziküler stomatit virüsü (VSV), tipik olarak atlar ve sığırlar gibi hayvanları enfekte eden ancak bazen insanlarda da stomatit salgınlarına neden olan ve ağızda kabarcıklara neden olan bir zarf virüsüdür.) Her iki virüs de Halassy’nin tümör hücresinin kaynaklandığı hücre tipini enfekte edebiliyordu ve daha önce klinik denemelerde test edilmişti. Kızamık virüsünün kullanıldığı tür, çocukluk aşılarında yaygın olarak kullanılıyor; VSV ise en fazla hafif grip benzeri belirtiler gösteriyordu.
Halassy, OVT konusunda uzman olmadığını, ancak laboratuvarda virüs yetiştirme ve saflaştırma konusundaki uzmanlığının ve her iki virüsle de çalışma deneyiminin olmasının kendisine tedaviyi deneme konusunda güven verdiğini vurguluyor. İki ay boyunca, meslektaşı tarafından doğrudan tümöre, taze hazırlanmış araştırma sınıfı virüsler enjekte edildi. Bu süreçte Halassy’nin onkologları tedaviyi izleyerek herhangi bir komplikasyon durumunda kemoterapiye dönmesini önerdi.
Sonuçlar oldukça etkileyiciydi: Tümör küçüldü, yumuşadı ve kas ile cilde yapışık olan kısmı ayrılarak cerrahi müdahaleyi kolaylaştırdı. Cerrahi operasyon sonrası yapılan tümör analizleri, bağışıklık hücrelerinin yoğun bir şekilde tümöre nüfuz ettiğini ortaya koydu. Bu durum, OVT’nin beklendiği gibi çalıştığını ve Halassy’nin bağışıklık sistemini hem virüslere hem de tümör hücrelerine saldırması için teşvik ettiğini gösteriyor. Halassy, “Kesinlikle bir bağışıklık tepkisi ortaya çıktı” diyor. Ameliyattan sonra, antikanser ilacı trastuzumab ile bir yıl daha tedavi gördü.
Etik Sorunlar ve Bilimsel Yayın Zorlukları
Halassy’nin çalışması, bilim insanlarının kendi üzerlerinde deney yapmasının etik boyutlarını yeniden gündeme getirdi. Halassy, bulgularını paylaşmanın bir sorumluluk olduğunu düşünerek yayımlanması için ısrarcı olduğunu, ancak meslektaşlarıyla birlikte yazdığı makalenin kendi kendine deney yapmayı içermesi nedeniyle dergilerden bir düzineden fazla kez ret aldıklarını belirtiyor ve ”En büyük endişe her zaman etik sorunlardı.” diyor. Bu türden vaka raporları, hastaların kanıtlanmamış tedaviler denemesini teşvik edebileceği endişesiyle genellikle reddediliyor.
Illinois Urbana-Champaign Üniversitesi’nde hukuk ve tıp araştırmacısı Jacob Sherkow’a göre, bu türden çalışmaların yayınlanması etik olarak karmaşık bir durum yaratıyor. Sherkow, bilgilerin kaybolmaması gerektiğini vurgularken, bunun kanser hastalarını geleneksel tedavilerden uzaklaştırma riskine dikkat çekiyor.
Sherkow, “Bence sonuçta etik olma çizgisine giriyor, ancak bu kesin bir vaka değil” diyor ve vaka raporuyla birlikte yayınlanan etik bakış açısını ayrıntılı olarak açıklayan bir yorumun yayınlanmasını istediğini ekliyor.
Halassy ise bu sürecin araştırma kariyerine yeni bir yön kazandırdığını ve kendi kendini tedavi etmekten ya da yayın için mücadele etmekten pişmanlık duymadığını belirtiyor. Ayrıca tedavisinin çok fazla bilimsel bilgi ve beceri gerektirmesi nedeniyle birilerinin onu taklit etmeye çalışmasının pek olası olmadığını düşünüyor. Şimdi, laboratuvarında onkolitik viroterapinin evcil hayvanlardaki kanser tedavisindeki etkilerini araştırmak üzere bir proje yürütüyor. “Kendi tedavi deneyimimin pozitif etkisi sayesinde araştırmalarım tamamen yeni bir yöne evrildi,” diyor.
Kaynak
doi: https://doi.org/10.1038/d41586-024-03647-0
https://www.nature.com/articles/d41586-024-03647-0