Kahve günümüzde pek çok yerde tüketilen aynı zamanda zengin besin içeriğine sahiptir. Kahvenin 2021 yılından itibaren yıllık tüketimi kişi başı 1.1kg kadar olduğu ispatlanmıştır. Bu da kahveye ne kadar bağımlı olduğumuzun bir işaretidir. Peki ya kahvenin etkileri yetişkin bireylere göre çocuklar için nasıl işliyor? Bu yazımızda gebelik döneminde kafeine maruz kalan 9 ile 11 yaş arası çocukların bilişsel gelişimini ele alacağız. Ama öncelikle;
Kafein nedir? Nasıl çalışır?
Kafein, 60’dan fazla bitkinin tohumunda veya meyvesinde bulunan bir bileşiktir. Kahve, çay, kakao gibi bitkilerin içinde doğal olarak bulunur. Psikolojik bir uyarıcı olarak sınıflandırılan kafein beynimizin kimyasına etki eder. Beynimiz uykuyu teşvik eden adenosin ve uyanıklığı arttıran norepinefrin içerir. Kafein, büyük ölçüde adenosin’e yakınlığı nedeniyle bu reseptörün aktivitesini değiştirir. Kafein beyne girdiğinde, beyin reseptörleri tarafından adenosin olarak tanınır ve adenosin reseptörlerine bağlanır.
Bu süreç boyunca kafein, aslında adenosinin kendi reseptörlerine kilitlenmesini durdurur (anahtar kilit ilişkisi). Böylece uykuyu teşvik eden reseptör bir müddet kapanır. Buna karşılık, beyin aktivitesinde ani artış gerçekleşir. Uykusuz kalmamızın asıl sebebi budur.
Hamilelik Sırasında Kafeine Maruz Kalmak
Hamilelik sırasında kafein metabolizması belirgin şekilde azalır (hamileliğin son 3 ayında). Yenidoğanın kafeini metabolize etme kapasitesi son derece sınırlıdır. Bu nedenle annenin kafein alımı, fetüsün beyninde çocukluk sonuçlarını etkileyebilecek kafein birikmesine neden olabilir.
Bazı araştırmacılar doğum öncesi kafeine maruz kalma ile düşük doğum ağırlığı, çocuklukta aşırı kilo, dışsallaştırma sorunları ve bozulmuş bilişsel gelişim arasında ilişki olduğunu bildirmiştir. Diğerleri hiçbir yan etki kanıtı bulamamıştır.
Adolesal Beyin Bilişsel Gelişimi Deneyi
Bu çalışma için 9 ile 11 yaş arası yaklaşık 12 bin çocuğu içeren bir test yapılmıştır. Çeşitli fiziksel ve ruhsal sorun yaşayan çocuklar analize dahil edilmedi ve geriye yaklaşık 10 bin çocuğun analizlerine bakıldı. Annelere anketler düzenlendi ve anketlerin içeriği şu şekildeydi:
“Hamilelik sırasında kafein aldınız mı?, Hamilelik sırasında günde/haftada/ayda kaç kez kafein aldınız? vb. biçimdeydi (Cevap Skalası: 0=Hayır, 1=Evet-günde en az bir kere, 2=Evet-günde bir kereden fazla, 3=Evet-haftada bir kereden fazla gibi).”
Çocukların doğum sonuçları ve fiziksel özelliklerine göre vücut ağırlıkları belirlenmiştir. Ergenlik öncesi; erken, orta, geç ergenlik ve ergenlik sonrası olarak sınıflandırılmıştır. Aslında ergenlik döneminde gelişimi takip etmek için yaşa bakmak yerine biyolojik gözlemlere bakılmalı. Ancak deney için bu yaş aralığı önemli tutulmuştur. Ergenlik önce fiziksel gelişimle başlar ve bunu takiben duyusal gelişim gelir. En son ise zihinsel gelişimle tamamlanır.
Davranışsal Sonuçların Değerlendirilmesi
Altı farklı uyku bozukluğu ile 26 sendromdan oluşan uykuyu başlatma ve bitirme bozuklukları veya uyku-uyanıklık geçiş bozukluğu gibi durumlar değerlendirilmiştir. Bununla birlikte temel istatistiksel analizler yapılmıştır. Beyin morfometrileri (3D organların ölçümü) kullanılmıştır. Varyasyon modellerini belirlemek için bilişsel performans ve beyin yapısal görüntüleme verileri incelenip analiz edilmiştir. Evet biraz karışık gelebilir ama az kaldı dayanın. 🙂
Sonuçlar
Çocukların %42’si kafeine maruz kalmamıştı; %15’i günde bir defadan az, %23’ü günde en az bir kez ve %20’si ise günde bir defadan fazla kafeine maruz kalmıştı. Kafeine maruz kalma durumu; olumsuz doğum sonuçları, ergenlik gelişimi ve nörolojik gelişim ile ilişkili olmadığı tespit edilmiştir. Kafeine aşırı maruz kalan ve kalmayan gruplar karşılaştırıldığında ilişki önemsiz çıkmıştır.
Ancak hamileliği sırasında kafein kullanımı olan çocuklarda uyku bozukluğu tespit edilmiştir. Aynı zamanda içselleştirme sorunları üzerinde bir etkiye sahip olduğu da belirlenmiştir. Doğum ağırlığından bağımsız olarak yavruların çocukluk döneminde daha yüksek BMI (Vücut Kitle Endeksi) ile kafein dozuna bağlı ilişki olduğu anlaşılmıştır.
Özellikle, doğum öncesi kafein maruziyetinin beyin bağlantıları en çok arka bölgelerde belirgindi. Doğum öncesi kafein maruziyetinden etkilenen adenosin reseptör tipini yansıtabilecek hiçbir ilişki görülmemiştir. Ek olarak, doğum öncesi kafeine maruz kalmanın zamanlaması kritik olabilmektedir.
Tartışma
Vücut Kitle Endeksi gibi doğum öncesi kafein maruziyetinin bazı bulguları tespit edilmiştir.
Ortaya çıkan çevresel faktörleri yansıtabilecek şekilde 9-11 yaşlarında yüksek maruziyetle gözlenebilecek şekilde yaşla birlikte zayıflamıştır. Bu bilgi boşluğunu doldurmak için doğum öncesi kafein maruziyetlerini değerlendiren ileriye dönük çalışmalara ihtiyaç vardır.
Doğum öncesi ilaca maruz kalmanın bebeğin beyin gelişimi üzerindeki etkisini doğrudan inceleyen gelecekteki çalışmalar olacaktır. Gelişimin bu erken aşamalarında kafeinin etkilerine dair daha doğrudan bir kanıt sağlayacaktır.
Bu bulguların hamilelik sırasında kafein tüketimi için anlamı vardır. Şu anda önerilen “güvenli” kafein dozunun, çocukların beyin gelişimi ve davranışları üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Bundan emin olmak için dikkatlice yeniden değerlendirilmesi gerekir.
Evet, son olarak hamilelik sırasında gerçekten bebeği veya ergenlik döneminde çocuğu etkileyecek kesin bir kanıt yoktur. Aynı zamanda annenin psikolojik ve sosyal durumu da yavruları üzerinde oldukça etkilidir. Gelecekteki çalışmalar daha iyi ve net sonuçlar verecektir.
Kaynak
Zhange R., Manza P., Volkow N.D., (2021) Prenatal caffeine exposure: association with neurodevelopmental outcomes in 9- to 11-year-old children
Akça F., Aras D., Arslan E., (2018) Kafein, etki mekanizmaları ve fiziksel performansa etkileri
Setzer M., (2013) How Thinks Work: Caffeine
Şirin S.,(2020) Yetişkin Gençler, Ergenlikten Yetişkinliğe Geçiş Klavuzu, 21.baskı