Dünyada ilk kez, yalnızca bir kişi için geliştirilen kişiselleştirilmiş CRISPR tabanlı gen tedavisi bir bebeğe uygulandı. Henüz 10 aylık olan KJ Muldoon adlı bebek, yalnızca kendisine özel olarak geliştirilen bir CRISPR tedavisini alan ilk insan olarak tıp tarihine geçti.
Henüz on aylık olan Muldoon, vücudunun proteinleri parçalayıp işlemesini engelleyen genetik bir mutasyonla doğmuştu. Ancak üç dozluk bir gen düzenleme tedavisinin ardından sağlık durumu iyileşme gösteriyor. Philadelphia Çocuk Hastanesi’nden çocuk doktoru Rebecca Ahrens-Nicklas, her ne kadar olumlu gelişmeler olsa da “şifa” kelimesini kullanmak için henüz erken olduğunu vurguluyor: “Bu sürecin çok başındayız, öğreneceğimiz daha çok şey var.” Bebeğin vücudunda proteini işlemesini engelleyen genetik mutasyonu hedef alan bu tedavi sayesinde, ailesi geleceğe umutla bakıyor.

Bir Gen, Bir Hayat: CRISPR ile Kişiselleştirilmiş Tıp
CRISPR teknolojisi bugüne dek çeşitli genetik rahatsızlıklar için birçok hastada kullanıldı. Ancak bu vakaların çoğunda, aynı hastalığı paylaşan birçok kişide uygulanabilecek şekilde genelleştirilmiş tedaviler söz konusuydu. 15 Mayıs’ta New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan çalışmaya göre Muldoon’un durumu ise çok daha özel: Bu tedavi, yalnızca Muldoon’un DNA dizilimine özgü mutasyonu düzeltmek üzere tasarlandı ve başka bir hastada kullanılması mümkün görünmüyor.
Araştırmacılar bu gelişmenin gelecekte ultra-nadir genetik hastalıkların tedavisinde önemli bir dönüm noktası olabileceğini söylüyor: “Bu gerçekten heyecan verici. Gen ve hücre terapilerinin geleceği bu yönde ilerliyor.”
Philadelphia Çocuk Hastanesi’nden çocuk doktoru Dr. Rebecca Ahrens-Nicklas, “Henüz iyileşti demek için erken,” diyerek sürecin hassasiyetini vurguluyor. Ancak şu an için küçük KJ, üç dozluk tedavi sürecini başarıyla tamamladı ve yaşına uygun protein miktarını tüketebiliyor.
Nadir Bir Genetik Bozukluk: CPS-1 Eksikliği
Muldoon, anne ve babasından kalıtım yoluyla CPS-1 yani karbamoil fosfat sentetaz 1 adı verilen bir enzimin üretimini engelleyen iki farklı mutasyon aldı. Bu enzim, vücudun protein sindirimi sırasında ortaya çıkan azotlu bileşikleri işlemesinde hayati bir rol oynar. CPS-1 eksikliği, kandaki amonyak seviyelerinin yükselmesine yol açar ki bu da özellikle beyin için son derece toksik etkilere yol açar.
CPS-1 eksikliği için en etkili tedavi yöntemlerinden biri karaciğer naklidir; ancak Muldoon’un bu operasyon için uygun hale gelmesi aylar alacaktı. O süre zarfında beyin hasarı riski her geçen gün artıyordu. Ciddi CPS-1 eksikliği taşıyan bebeklerin yaklaşık yarısı, karaciğer nakli beklenirken yaşamını yitiriyor. İstatistiklere göre, bu hastalığın ağır formuna sahip bebeklerin yalnızca yarısı nakil için yeterince uzun süre hayatta kalabiliyor. Bu nedenle Ahrens-Nicklas ve ekibi, daha önce araştırma aşamasında olan bir tedavi seçeneğini pratiğe dökmeye karar verdi: “base editing” adı verilen bir CRISPR yöntemi.

Altı Ayda Hazırlanan Kişiye Özel Gen Tedavisi
Durumun ciddiyetini göz önünde bulunduran Dr. Ahrens-Nicklas ve ekibi, CRISPR teknolojisine dayalı “baz düzenleme” (base editing) adlı hassas bir gen düzenleme yöntemini insanda denemeye karar verdi. Bu teknik, DNA dizisinde tek bir harf üzerinde düzenleme yaparak genetik mutasyonları doğrudan hedef alabiliyor.
Base editing yöntemi, DNA dizisinde hedeflenen tek bir harfi değiştirme imkânı sunuyor. Araştırmacılar, Muldoon’un mutasyonlarını düzeltmek için en uygun düzenleme tekniğini belirlemek amacıyla hızla çalışmaya başladı. Aileden alınan onayın ardından araştırmacılar hızlı bir şekilde harekete geçti. Tedavinin en etkili baz düzenleme yöntemini belirlemek için fareler ve maymunlar üzerinde yapılan ön testlerin ardından, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) süreci hızlandırarak tedavinin uygulanmasına onay verdi. Süreçte ilaç firmaları gibi çeşitli şirketler hem teknik uzmanlıklarını hem de gerekli malzemeleri gönüllü olarak sağladı. Tüm bu süreç yalnızca altı ay sürdü.
Altı Ayda İlk Doz
Altı ay gibi kısa bir sürede ilk doz verildi. Bu süreci “olağanüstü” olarak nitelendiren Londra Üniversitesi’nden çocuk doktoru Waseem Qasim, daha önce baz düzenleme yöntemini kanser tedavisinde kullanmıştı. İlk dozun ardından Muldoon, yaşına uygun protein miktarını tüketebilecek hale geldi. Ancak amonyak seviyesini düşürmek için hâlâ ilaçlara ihtiyaç duyuyordu. İkinci dozla birlikte ilaç ihtiyacı azaltıldı fakat tamamen bırakılması mümkün olmadı.
Son olarak üçüncü ve nihai doz da verildi. Hekimler ilaç dozlarını yavaş yavaş azaltmaya başladı. Ahrens-Nicklas, sürecin dikkatle izlendiğini ve temkinli bir şekilde ilerlediklerini belirtiyor.
Bu Yöntem Yaygınlaşabilir mi?
Kişiye özel gen tedavileri bilimsel olarak umut verici olsa da, finansal açıdan büyük bir soru işareti oluşturuyor. Geniş hasta grupları için geliştirilen gen tedavileri bile oldukça maliyetliyken, yalnızca tek bir birey için özel olarak geliştirilen bir tedavinin yaygınlaşması şu an için zorlu görünüyor. Londra Üniversitesi’nden çocuk doktoru Waseem Qasim, bu konuda “Şimdilik buna verilecek net bir cevap yok,” diyor.

Minik Bir Mucize
KJ’nin her ilerlemesi ailesi için bir mucize olarak görülüyor. Annesi Nicole, birkaç gün önce oğlunu beşiğinde kendi kendine otururken gördüğünde gözlerine inanamadığını söylüyor: “Bunun olabileceğini hiç düşünmemiştik.”
Bu başarı, sadece bir ailenin hayatını değiştirmekle kalmadı; aynı zamanda nadir hastalıklar için genetik tedavilerin geleceğine dair umut verdi.
Kaynak
Musunuru, K. et al. Individualized Base-Editing Therapy for Carbamoyl Phosphate Synthetase 1 Deficiency in an Infant. N. Engl. J. Med. 390, 1749–1759 (2025). https://doi.org/10.1056/NEJMoa2504747
Ledford, H. World’s first personalized CRISPR therapy given to baby with genetic disease. Nature (2025). https://doi.org/10.1038/d41586-025-01496-z